Haberler
74 Yıl Alevi Olarak Yaşadı, Ölümünde Sünnileştiriliyor
Alevi kurumları Halk Ozanı Neşet Ertaş’ın cenazesinin devlet tarafından zorla camiden kaldırılmak istenmesine tepkili. Alevi Bektaşi Federasyonu ve Berlin Alevi Toplumu konuyla ilgili açıklama yaptı.
Dersimnews.com – Alevi Kurumları, Alevi Halk Ozanı Neşet Ertaş’ın cenazesinin camiden kaldırılmasına tepkili. Devletin Ertaş’ın cenazesini zorla camiye götürülmesinin kabul edilemez olduğunu dile getiren Alevi kurumları cenazenin Cemevinden kaldırımasını istiyor.
İzmir’de başsağlığı için Hastahane’ye giden Alevi Kültür Dernekleri Genel Başkanı ve Alevi Bektaşi Federasyonu Genel Başkan Yardımcısı Engin Gündük, “Neşet Ertaş’ın cenazesi Alevi Bektaşi geleneklerine göre kaldırılmalıdır” dedi.
Gündük, “horlanan, aşağılana, iş verilmeyen Abdallar gerçeği ortadayken, konu topluma mal olmuş Neşet Ertaş olunca herkes sahipleniyor. Hak’ka yürüyen Neşet Ertaş’ın Alevi Bektaşilikle özdeşleşen Abdal kimliği biliniyor. 74 yıldır Alevi- Bektaşi kimliğiyle bilinen Neşet Ertaş, şimdi ölümünde zorla Sünnileştirilmek isteniyor. Anladığımız kadarıyla devlet cenaze törenini camide yapmaya hazırlanıyor. Tıpkı şehit olan Alevi askerlerin cenazelerinde olduğu gibi çifte standart devreye girmeye başlıyor. Bu cenazeye saygısızlıktır, inanca saygsızlıktır, Neşet Ertaş’a aygısızlıktır”dedi.
74 Yıl Alevi Olarak Yaşadı, Ölümünde Sünnileştiriliyor
İzmir’de bir haftadır hastanede tedavi gören Türk Halk Müziği’nin efsane isimlerinden Neşet Ertaş, 74 yaşında Hakka yürüdü. Hastane bahçesinde, Neşet Ertaş’ın cenaze töreniyle ilgili gerginlik yaşandı.
Ertaş’ın Kırşehir’den gelen akrabalarının beklediği kafeteryaya gelen Alevi Bektaşi Kültür Dernekleri Başkanı Engin Gündük, bozlak ustasının yakınlarıyla konuşurken “74 yıldır Alevi- Bektaşi kimliğiyle bilinen Neşet Ertaş, ölümünde zorla sünnileştirilmeye çalışılıyor. Cenazesi camide yapılmaya çalışılıyor. Buna izin vermeyelim” dedi.
Ertaş’ın yakınlarından bazıları “Camiye gidecek” deyince tartışma çıktı. Bazı vatandaşlar ise hem camiye hem cemevine götürülmesini önerdi.
‘BEKTAŞİ KÜLTÜRÜNDENİM, CEM CEMİYET VARDI, DEDELER HERKESİ KARDEŞ EDERDİ’
İzmir’de naaşının camiden mi cemevinden mi kaldırılacağı tartışması yaşanan halk ozanı Neşet Ertaş, Hürriyet’e verdiği son röportajda Bektaşi olduğunu belirtmiş ve şunları söylemişti:
”Bektaşi kültüründenim, Alevi kültürü, aynı kültür. Kendini bilen kişiler olarak inançların, ibadetlerin ne demek olduğunu biliyoruz, şeriat olsun, tarikat olsun. Ötekiler, berikiler, her kim, ne olursa olsun. Her millet Allah diyor kendi dilinde. Herkesin inancına benim saygım var. Bir birey olarak kendi doğrumun peşindeyim. Kimseye demem ki senin görüşün yanlış, kimsenin kimseye bunu deme hakkı da yok. Ben kendim diyeceksem Allah derim. Dileyeceksem özürümü ondan dilerim. Şu tarikat, bu şeriatta yokum ben. Neden yok, canları hak bildiğim için. Yaradan can olan analarımızın canıdır. Biz yaradılmış canız.”
Ertaş, çocukluğunda içinde bulunduğu cemleri, Alevilerin ritüellerini de ayrıntılı olarak şöyle anlatmıştı:
”Bildiğiniz gibi dedeler olur, her köyde de olmaz da dedeler gelirdi köyümüze. Yanında sazı olan olurdu, olmayan olurdu. Babam da saz çaldığı için o da cemde cemiyette olurdu. Dedeler, insanlar bir araya geldiğinde küsleri barıştırmak, öteden beri bir kural olarak insanları birbiriyle kardeş etmek, herkes sevdiği insanla kardeşiz biz, tuzumuz ekmeğimiz ortak. Senin yoksa, benim varsa paylaşacağız. Bir paylaşım şekliydi bu kardeş olmalar. Bunlar kardeş olurken cem cemiyette tabi kurban keserlerdi, gücü yetiyorsa, yetmiyorsa bir tavuk keserlerdi. Herkes birbiriyle kardeş edilirdi. Bu da geçim bakımından öyle bir şeydi. Kim kime kusur yapmışsa ona ceza verirlerdi. Kim kime kusur ettiyse çağrılırdı, dar dediğimiz meydana dikilirdi, kusur ettiği de çağrılırdı, ne demiş ne yapmış, bir cemaat çerçevesinde bunların hallini yaparlardı, kusurlu olana ceza verirlerdi, ceza da nedir; durumuna göre bir tavuk cezası verirlerdi, keser getirirdi. 15’ten 73’e bu kadar yıldır tek başıma gurbetteyim, ne cem gördüm ne cemiyetleri, çoluk çocuklarımın istihkakı içindeyim, var mı hala yok mu diye sorsanız ben bilmiyorum derim.”
BERLİN ALEVİ TOPLUMU’NDAN AÇIKLAMA
Konuyla ilgili bir açıklamada Berlin Alevi Toplumu’ndan geldi. Berlin Alevi Toplumu tarafından yapılan açıkalam şöyle:
“Iki yildir kanser tedavisi gören Neset Ertas, 15 gün önce Medical Park Izmir Hastanesi Onkoloji Servisi’nde tedavi altina alinmisti. Primer hastaligina bagli ikincil sikayetlerin tedavisi sirasinda iki gün önce yogun bakima kaldirilmisti. Durumu sabah saatlerinde giderek agirlasan ünlü ozan, tüm müdahalelere ragmen sali sabahi Hakk’a yürüdü. Saygi ile ozanimizi aniyor, ailesine sabir diliyoruz. Türkülerimiz bir üstadini, bir Abdalini yitirdi…
“Hepimiz bu devletin sanatçisiyiz, ayrica bir devlet sanatçisi sifati bana ayrimcilik geliyor” diyerek devlet sanatçisi unvanini kabul etmeyen bozkirin tezenesi büyük halk ozani Neset Ertas, vasiyeti geregi Kirsehir’de babasinin “avucunun içine” defnedilecek. Ancak Basbakan Recep Tayyip Erdogan ve Cumhurbaskani Abdullah Gül’ün de düzenlenecek devlet törenine katilacagi bildirilmesi üzerine ozanimizin cenaze töreni devlet tarafindan zorla camide gerçeklestirilmek isteniyor. Cenazeye dahi el koyan devlet, aileye çok yogun baski uyguluyor. Insana ve inanca yapilan bu saygisizligi kiniyoruz.
Hem Alevi Kültür Dernekleri Genel Baskani ve Alevi Bektasi Federasyonu Baskan Yardimcisi Engin Gündük hem de Abdallar Dernegi Baskani Ali Emeksiz’in de ifade ettikleri gibi ozanimizin Hakka yürüme erkani Alevi Bektasi geleneklerine göre yapilmalidir. Büyük ozanimiz Neset Ertas bizim toplumumuzun çok degerli ve sembol bir ismidir. Biz ozanimizin Alevi geleneklere göre dedelerimiz tarafindan cenazesinin kaldirilmasini istiyoruz. Bu düsünceye tümüyle, eksiksiz katiliyoruz.
Özellikle o dün yasananlar dahilinde gazete mansetlerine yansiyan haberlerde, neden cami-cemevi kargasasi yapiliyor o halkin ozaniydi, camide cenazesi kalksin deniliyordu. O zaman günün birinde Amerika veya Almanya’da uzun yillar yasayan, hizmeti olan ve taninan Müslümanlarin cenaze töreni kilisede yapilsin. “

trapper_06_71
11/10/2012 at 21:43
Ertaş, çocukluğunda içinde bulunduğu cemleri, Alevilerin ritüellerini de ayrıntılı olarak şöyle anlatmıştı: diyorsunuz..O yörenin insanı olarak ve abdalların kültürünü bilen birisi olarak söyleyimki kesinlikle bu haber düzmece..Çocukluğunda bu garibanlar köy köy dolaşıp sünnetcilik, çalgıcılık, deşiricilik yaptı..Hiç bir zaman cem ayininde bulunmadılar, ritüelleri bilmezler..Dediği gibi garibandır bunlar..Tek geçim kaynakları davul zurna saz ve keman çalmaktır..Hırsızlık arsızlık bilmezler..Kazandıklarıyla kıt kanaat geçinirler..Hiç Orta Anadolu abdallarımızdan semah, deyiş nefes duydunuzmu..Bıyıkları giyimleri ritiülleri hiç alevilere benziyormu..Olsa kendileride söylerler bizlerde çekinmeden söyler hatta cenazesinin cem evinden kaldırılmasını isterdik..Bizim için Anadoluya gelmiş geçmiş en büyük ozandır Usta..Kırşehirin Yerköyün Keskin ve Kırıkkalenin herşeyidirler..Diğer bir hususta ustanın babasının avucuna defnedilmek istediğidir..Ne kadar komik bir laf bu..Anlamadığınız buradan da belli oluyor..Rahmetli “babamın ayağucuna defnedin” dedi sizlerde bunu avucuna diye anladınız..Bizim yörede böyle denir ama yazılışı “ayak ucunadır”…Hem abdallarımız sadece Usta değilki..Yaşayan abdallarımıza gelin sorun alevimi sünnimi..Benim umurumda değil sünni olması..Ama olayı çarpıtmanın maalesef bir kıymeti yok..Rahmetli sizdenmi korktuda alevi olduğunu sakladı…Veya diğer abdallar öldüğünde neden cemevi diye feryat edilmedi..Hala bizim mahalle düğünlerimizde çığırırlar..Gerçek sanatçılarımız övünç kaynaklarımızdır..Ha çokmu dindardırlar..Değildirler..Yöremizde, Anadolunun göbeğinde yoksulluğu biçareliği sahipsizliği feryat figanla dile getirmişler buna bozlak demişizdir..Türkmenlere özgü bozlağımız kimi yörede uzun hava kimi yerde kırık hava kimi yerde barak olmuştur..Neyse..Büyük ozan, ozanlar ozanı, Anadolya gelmiş en büyük ozana Allahtan rahmet dileriz…Mekanı cennet olsun..