Connect with us

Dersim News, Dersim Haber, Dersim

4 Mayıs hatırlamak…

Yazarlar

4 Mayıs hatırlamak…

Ercan Gür

1937 Bakanlar Kurulunda Dersim için vahşi ve barbar yöntemlerin “Soykırım” boyutuyla uyguladığı Dersim 1938’in anma yıldönümüdür…Ve hala gün olmuyor ki Dersim 1938’e dair yeni ve dayanılmaz dram ve acı dolu anlatımlarla karşılaşmayalım…

Bunlar, bazen o zaman görev almış görevli asker anlatımı, bazen üç beş kuruş menfaat için askerin önüne düşen yerli halktan milis anlatımları, bazen de 1938’in yazının o üç ayında yaşanan katliamdan bir şekilde yaralı-sağ kurtulan tanık anlatımlarıdır…Bunlar hala anlatılmakta, dinlenilmekte ve gün be gün kitap-belgesel film gibi benzeri çalışmalara konu olmaktadırlar…

Böyle bir çalışmada yer alan biri olarak, bu türden yeni ve dayanılması zor acılara tanıklık ettiğimi belirtmek isterim… Sizleri üzmek istemem ama; “annesi kucağında süngülenerek yol kenarına atılan veya katledildikten sonra başı bir köpeğin ağzında görülen kız çocukları, aile fertleri tamamen katledilerek yok edilen insanların” anlatımlardır…Dahası; bir şekilde yaralı kurtulanların yaşam şansı bulmaması için yakılan ve yıkılan köy evleri, geride ele geçmeden kalan insanlar açlıktan ölsün diye yakılan ekin tarlaları, toplanıp askere yedirilen veya Elazığ ve Erzincan’da satılan besi hayvanları gibi insanlık dışı uygulamalar bu korkunç Soykırımı tamamlayan tali unsurlardır…

Bu seri katliamların yapıldığı bölgesin bir on yıl yerleşime ve iskâna yasaklanması da cabası… İnsanı en üzen başka bir husus da; Dersimliler arasındaki husumet ve cehaletten kaynaklı yerli sivil halkan milislerin varlığıdır. Ve bunların sebep olduğu o vahim can kayıplarıdır! Dersimle ilgili kanayan bu yaranın mutlak suretle isim isim yazılması ve bu sorunla yüzleşmesi artık gerekli ve kaçınılmazdır…

Keza milisler olmasaydı, Dersim’deki siviller saklandıkları yeri asker kolay kolay bulamazdı ve katliamın boyutu bu kadar korkunç olmazdı…Öyle ki bu milisler, kendi köylerinde yaralılara yardım eden ve ekmek veren insanları dahi askere menfaat karşılığı (Devletin “Paraya acımaksızın aralarında adam satın alınacaktır” diye emri vardır!) şikayet ederek katleletmişlerdir. Böyle biri babanız olsa dahi yüzüne tükürün; ve ismini yazmaktan hiç çekinmeyin!..Çünkü bunlar düşkündür ve bedbahttır.

Bir toplum düşünün; açlıktan ölümeyi göze alıyor, ancak Munzur’daki balığı, dağdaki dağ keçisini yemekten imtina edip kaçınan bir inanca sahiptir. Böyle köklü ve cana değer veren inancı olan bir toplumda, “milislik” korkunç derecede utanılacak ve olmaması gereken bir olay ve olgudur…Hiç kimse bahane aramasın; Dersim’de qol denilen mal-davar vurgununa gitmeyen aşiret ve aşiret mensupları neredeyse yok gibidir. Özellikle iç Dersim dediğimiz bölgede, aşiretler maalesef birbirlerinin mallarını geçim kaynaklarının kıtlığı, civar illerden tecrit edilmeleri sonucu, zorda kaldıkları için talan etmişlerdir. Khureşanlılardan bile bir kesim bu talanı yapmıştır…

Ve Demenan aşireti; “devletin kökü kururtulması için aldığı “4 Mayıs” kararı sonucu, birinci elden yok edilmesi gereken hedef” olmuştur. Ne acı ki diğer aşiretlerin birçoğundan birçok birey ve aile bu soy kurutma işinde milislik yaparak devlete yardımcı olmuştur…

Öte taraftan, Demenanlılar ile birlikte, “devlet bize bir şey yapmaz” diyen, bazı inanç önderi aileler ve ağa takımı da imha edilecek hedefler arasında liste başıdır… Bunların hedef alınmasında hedef ve amaç; toplumu başsız ve sahipsiz bırakmaktır…Bu şekilde başsız ve sahipsiz kalan bir toplumun parcalanmış bir halde zayıf ve savunmasız düşürülerek kısa zamanda teslim alınır. Böyle olunca da gerisi, çorap söküğü gibi gelir…

Zaten sürgün ve resmi devlet eğitimi ile de bu yok etme ve asimilasyon süreci tamamlanmıştır… Hepimize artık çok geçmiş ola! Birkaç yıla kalmaz, bu toplumun dili ve inancı ortadan kalkacağı için, dili ve inancıyla kendisine özgü o otantik değerleri olan bir toplumdan artık bahsedemeyebiliriz…

Kendine kötülük yapmaktan başka, kimseye kötülük yapmayan o “Beyazdonlu” Dersim toplumu yok artık…

Dersim 1938’in Gül Yüzlü Çocukları’nın anısına saygı ve hürmetle!..

Sosyal medyada paylaşın
        
   
Continue Reading
You may also like...
Click to comment

Leave a Reply

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

fifteen + fifteen =

More in Yazarlar

To Top