Dersim
Cemal Süreya’nın Heykeli Memleketi Pülümür’de
1938 yılında ailesiyle beraber sürgün edilen ve bir daha memleketine dönemeyen ünlü şair Cemal Süreya’nın heykeli, memleketi Pülümür’e dikildi.
Bizi kamyona doldurdular,
Tüfekli iki erin nezaretinde,
Sonra o iki erle yük vagonuna doldurdular,
Günlerce yolculuktan sonra bir köye attılar,
Tarih öncesi köpekler havlıyordu.” – CEMAL SÜREYA
Dersimnews.com/Pülümür – Dersim’in Pülümür ilçesinde bu yıl 20.’si düzenlenen Pülümür Bal Festivali kapsamında ünlü şair Cemal Süreya’nın heykeli de açıldı.
1931 yılında Pülümür’de doğan ve 1938 Dersim Katliamı’nda ailesiyle birlikte Bilecik’e sürgün edilen Türk edebiyatında ikinci yeni hareketinin önde gelen şair ve kuramcılarından olan Cemal Süreya için yapılan heykelin açılışı yapıldı.
Pülümür Belediyesi tarafından heykeltraş Murat Yeşilgöz’e yaptırılan heykelin açılış töreninde kurdeleyi CHP Dersim Milletvekili Kamer Genç, Belediye Başkanı Mesut Coşkun, Pülümür Kaymakamı Kudret Kurnaz ve heykeltraş Murat Yeşilgöz beraber kestiler.
CEMAL SÜREYA 75 YIL SONRA DOĞDUĞU TOPRAKLARDA….
1938 yılında ailesiyle beraber sürgün edilen şair Cemal Süraya’nın heykelinin açılışında konuşan Pülümür Belediye Başkanı Mesut Coşkun, hemşehrileri olan büyük şairi heykel olarak da yıllar sonra sürgünden geri getirmelerinin onurunu yaşadıklarını dile getirerek şairin hayatını anlattı.
Törende konuşan başkan Coşkun, Türkiye’nin en büyük şair ve edebiyatçılarından biri olan ve aslen Pülümürlü olan Cemal Süreyya’nın heykelini ilçeye dikmekten büyük bir gurur ve onur yaşadıklarını belirterek şunları söyledi Türkiye’nin en büyük şair ve edebiyatçılarından olan Cemal Süreyya’nın heykelini ilçemize dikmekten büyük onur ve gurur duyuyoruz. Bu heykeli yaptırmamızın sebebi edebiyata ve şaire olan saygımızı ifade etmek, hem de heykelin önüne yazdırdığımız sürgün şiiri ile Dersim’de 1938’de yaşanan gerçeklere vurgu yapmaktır. Asıl adı Cemalettin Seval olan büyük şair Cemal Süreya, öz ve öz Dersim çocuğudur. Pülümürlü’dür. Evlendikten sonra doğan çocuğuna Memo ismini vermiştir. Eğer bir kız çocuğum olsaydı ismi Elif koyardım diyerek Dersim’e olan özlemini dile getirmiştir. Daha 7 yaşındayken babası Hüseyin ve Annesi Gülbeyaz Sever ile birlikte bir yük treninin vagonuna bindirilerek binlerce Dersim sürgünü ile birlikte Bilecik iline sürgün edilmiştir. Sürgün yıllarında bir daha memleketlerine dönememiş anne ve babası sürgünde ölmüş, kendisi de 1990 yılında İstanbul’da hayata veda etmiş ve sürgün sonrası bir daha doğduğu topraklara gelememiştir. Zorla uzaklaştırıldığın baba ocağına ve doğduğun topraklara hoş geldin Cemal Süreyya. Bugün artık zorla uzaklaştırıldığın topraklardasın ve soylu Dersim halkının arasındasın. Memleketine hoş geldin büyük şair dedi.

Pülümür Belediyesi tarafından yaptırılan Cemal Süreya heykeli artık Pülümür’ün önemli bir simgesi
SÜRGÜNDEN GERİ DÖNÜŞ
Heykeli yapan Murat Yeşilgöz, iki ayını alan çalışması için,sürgünden geri dönmüş bir adamı canlandırırken, bu ülkede çok şeyi değiştirmiş bir şairi de anlatmak gerektiğini dile getirdi. YeşilGöz, “Bu çok şeyi değiştirmiş şairin bir ironisi, esprisi her daim şiirlerinde vardır.Biz onu kullanmak üzere,Cemal Süreya bir heykel dahi olsa canlandığında ne yapar diye; Cemal Süreya gibi Bir Adam kaidesini üzerinde duracak şekilde kullanmaz diye düşündük. Kaidesini, kullanabilecek masası yapar dedik. Ona göre böyle bir biçime sokarak kaidesinin yanına taşıdık” dedi.
Hemşehrisi Ergüder Öner ise, şehir yaşamını ilk olarak hayata geçiren ilk ilçelerinin Pülümür olduğunu söyleyerek, “Pülümür’ün çok sayıda ünlü yetiştirdi. Örnek verecek olursak Eski Genel Kurmay Başkanı İsmail Hakkı Karadayı, Cemal Süreya. Bu heykel Pülümür’e çok yakıştı. İlçenin eski kültürüne yakışan bir heykel, emeği geçen herkese teşekkür ederim” diye konuştu.
Düzenlenen bal yarışmasında dereceye girenlere ödüllerin de verildiği açılış, konuklara bal ikram edilmesinin ardından sona erdi. Pülümür’de yılda ortalama 150 ton bal üretimi gerçekleştiriliyor.
CEMAL SÜREYA’NIN HAYATI

Cemal Süreya
1931 yılında Pülümür’de doğan Şair Cemal Süreya, 1938’de Dersim Katliamı sonrasında ailesiyle beraber Bilecik’e sürgün edildi. Bilecik’te ilkokula başladı ve İstanbul Beyoğlu’nda bitirdi. Haydarpaşa Lisesi’nden mezun olup Ankara Üniversitesi Siyasal Bilgiler Fakültesi Maliye ve İktisat Fakültesi’ni bitirdi. Maliye Bakanlığı’nda müfettiş yardımcılığı ve müfettişlik, darphane müdürlüğü, Kültür Bakanlığı’nda kültür yayınları danışma kurulu üyeliği, Orta Doğu İktisat Bankası yönetim kurulu üyeliği ve 25 yılı aşkın Türk Dil Kurumu üyeliği görevlerinde bulundu. Yayınevlerinde danışmanlık, ansiklopedilerde redaktörlük, çevirmenlik yaptı.Yazar, şair, maliye müfettişi, Genel Müdür, sanat yönetmenliği yaptı. Ağustos 1960’tan itibaren yalnızca dört sayı çıkarabildiği Papirüs dergisini Haziran 1966- Mayıs 1970 arası 47, 1980-1981 arası iki sayı daha çıkardı. Pazar Postası, Yeditepe, Oluşum,Türkiye Yazıları, Politika, Yeni Ulus, Aydınlık, Saçak, Yazko Somut, 2000’e doğru gibi yayın organlarında şiir ve yazılarını yayımladı.
İkinci yeni hareketinin önde gelen şair ve kuramcılarından sayılan Cemal Süreya’nın ilk şiiri “Şarkısı Beyaz” Mülkiye dergisinin 8 Ocak 1953 tarihli sayısında yayımlandı. Geleneğe karşı olmasına rağmen geleneği şiirinde en güzel kullanan şairlerden birisiydi. Kendine özgü söyleyiş biçimi ve şaşırtıcı buluşlarıyla, zengin birikimi ile, duyarlı, çarpıcı, yoğun, diri imgeleriyle ikinci yeni şiirinin en başarılı örneklerini vermiştir. Ölümünden sonra adına bir şiir ödülü kondu. 1997’de de Cemal Süreya arşivi yayımlandı. Cemal Süreya 1990 yılında Hakk’a yürüdü.
Cemal Süreya 38 sürgününü bir şiirinde şöyle anlatıyordu:
Bizi kamyona doldurdular,
Tüfekli iki erin nezaretinde,
Sonra o iki erle yük vagonuna doldurdular,
Günlerce yolculuktan sonra bir köye attılar,
Tarih öncesi köpekler havlıyordu…

OZAN SIZILI
24/08/2013 at 16:30
AKEPENİN , DİYANETİN ETTİKLERİ
onurlu , güzel öyle dinler nerelere gitti
neden evren böyle yoz , ıssız , pusu !
elbet birçok nedeni var fakat
yanarım , tükenirim içim erir kan gider
şimdilerde sünni hanefiliğin borazanı
devletlü yabancı – yerli ultra tüccarlarda
dün böyleymiydi anam babam
körelmemiş , ufku açık hafızalara
herşeyi onlar etmiş , onlardan önce bişey olmamış
onlara tabi olmayan herkimse derin , karanlık
söyle sevdam , aşkım böyle bir mantık
nereye oturur varmı kainatta bu biçim algı
halkının çoğunluğu islam olan diyarlar
ateş çemberi neden diye soranız varmı ?
iler tutar yorum yerine üstünkörü
menfaata , küçük hesaplara tahvil
neden böyle , niçin kanıyor heryandan
başka yerlerdeki deneyimler olmadı daha
ekopolitik var , sosyolog var oğlu var
detaylı analizler edilmeli namuslu kimseler
ranta , iktidara , nefse kurban edilmemeli
asırlardır edildiği gibi çok çektirdi eski mantık
yanarım , tükeniriz dışımız yanar kan gider bu alçaklara
hanefi sünni islam ve onun çocukları asırlardır
kene , ahtapot , bit misali vücuda yapışmış
beraber ortaklarıylan sömürüyor , emiyor yarasa
halbuki geçmişteki vicdanlı dinlerden
zerdüşt , şaman hep ileriyi gösterdi
insanlığa eşik atlattı
yeri geldiğinde kendini paramparça edip imha etti
sırf insanlığın , yoksulun , mazlumun huyu suyu hürmetine
anlatın ozanlar , bilgeler , çizerler vesaire
tarihe not düşün zerdüştü , şamanı
ama sünni hanefiliğin karanlık , derin tarihinide kıyaslayın
o dem kapılar açılır sonuna dek
ayan beyan herşey aydınlanır belkileyin
yanarım , tükenirim içim erir kan gider sömürücülere
mahalenin temiz , bakir oğlanıymış
zerre günahı yokmuş
kirli , derin olan diğerleridir ha
sünnilik hiçbirşeye bulaşmamış
hadi ordan her devrin rant ortağı benmiyim
camilerden çıkıp insanları katledenler , haklarını isteyenleri yokedenler
yetimin ekmeğine musallat olmuş karabasan vesaire hadi ordan
evrenin belkide en tehlikelsi , pisliğe bulaşmışı sünni islamdır
derinleri kaldırıp ülkeyi ferahlatacaklarmış
ulan asırlardır sen bunları türetmedinmi
senin rahlei tedrisinden çıkmamışlarda
hangisini söylesen evrenin en tehlikeli
kurumu diyanet ve onun ortakları akepelilerdir
başka yerden suçlu yaratmayın
üstüne basa basa söylüyok
her daim zulme başkaldırmış herkese eşit olan ben
derizki hanı şu ergenekon , balyoz denen şeyden
daha tehlikeli , daha suçludur akepe , diyanet
bunlar müebet almışlarsa diğerleri
beşmilyon kez müebet alır hemide en kallavi cezalar
yanarım , tükenirim içim erir kan gider bu vicdansızlara
devleti işgal etmişler sallıyorlar
asırlardır kandırdıkları gibi
millet , vatan , din diyenlere bak
tüyü bitmemişleri soyanlar , ülkeyi haraç mezat satanlar
farklılıkları yokedip kendine biat eden bu tüccarlara karşın
ses çıkarın , örgütlenin yoksam geç kalınır
şamanın , zerdüştün kemikleri sızlamasın ne olur
hep sizleri düşündükleri için böyle oldu
bunlar gibi vicdansız olsaydılar dahamı iyi
hadi kardeşlerim , abilerim , analar , babalar
kenetleyip toparlanak , geçmişi erdemli tartıp
eskiden olduğu gibi kızılbaş şamanı , kızılbaş zerdüştü
mahzenlerden , topraklardan çıkarıp
en yücelere yazalım bu sayede
azda olsa şerefimizi kotarırız belkileyin duyarlar
mecburuz bunu yapmaya
şerefimizi , vicdanımızı yerlere düşürtmeyek artık
akepe , sünni hanefiliğe , diyanete karşı
güçleri birleştirip , yeni , pak , eşit , yaşanılır , hür bir dünyayı
ve onun asil değerlerini gerçekleştirmeli
şartlar ne olursa olsun herkes göreve
yanarım , tükenirim içim erir kan gider bu haınlere
asırlardır herşey ellerinde ,
suyun başında değillermiş gibi tavırları yokmu
ulan herhal mazlum , farklı ölçen ses çıkaracak
ne yapsın bir şekilde hak arayacak
senin pisliklerini , karanlığını teşhir edecek
ondan sonra suçlarlar , şöyle , böyle
bekara karı boşamak kolay derler
herimkan ellerinin altında
fakat alçaklıkta , kibirde , ukalalıkta , vefasızlıkta
en birinci sensin , bu insanlarda azıcık onur varsa
basarlar , saltanatınızı devirip
şamanın , zerdüştün hayallerini dalgalandırırlar
yanarım , tükenirim içim erir kan gider bu adaletsizliklere
zerdüş , şaman gibi ömrümüz her çeşit zorbalığın, cehaletin ,
zulmün envai katmerlilieriyle didiştik
bugün tehlikenin yeri şımarmış , kudurmuş , alçalmış yerden gelmekte
bunlarla mücadele etmek , anlatmak
uyarmak falan herkesin görevidir
çünkü kızılbaş zerdüşt , kızılbaş şaman böyle buyurdu !
bu sesi bilmeli , anlamalı ,
taklit vesaire değil meselenin özü anlayana
yer dar , yollar çetin , mayınlı , hileli
sıkmayalım söylenecek söz çok sizlerde katılın stop şimdilik
konuyu anlayana selam , saygı stop …… -/-
24 . 9 . 2013 OZAN SIZILI 18 . 40
Pingback: Ünlü şair Cemal Süreya’nın heykeli, memleketi Pülümür’e dikildi. | Çıla, Çıla Gazetesi, Dersim Haber Sitesi, Dersim