Alevilikle ilgili bitmeyen tartışma

Hüseyin DEDESOY

Bu tartışmanın fitilini Faik Bulut yaktı. Bunu da sol adına yaptı. Sol çevreler de bu adama olanak sundular, destek verdiler, sahip çıktılar. Bu adam eski bir Perinçekci. İlk kitaplarını onlar bastı. Sonrasında ise, sosyalist bir yayın evi (Evrensel ve Kor) bunun kitaplarını bastı, dağıttı, onun için özel okuma ve imza günleri düzenledi.

Aleviler bugün, özellikle de Avrupada; “Alisiz Alevilik, Alili Alevilik” adı altında, birbirlerine düşman iki kampa bölünmüşler. Hz.Ali, 12 İmam, Kerbela vb. gibi Alevilikteki tarihi şahsiyetleri, olayları, ruhani önderleri, sembolleri savunanları Şiilikle, Şialıkla, ve İran yanlıları olmakla suçluyorlar.

Tıpkı 1500’lerde, Anadolu Kızılbaşlarını Şah İsmail taraftarı ve İran yanlısı gösteren, Yavuz’un danışmanı İdris-İ Bitlis’in yaptığı gibi. İdris-i Bitlis’in yaptığı bu suçlama ve Kızılbaşları-Alevileri hedef gösterme sonucunda; Yavuz Sultan Selim tarafından, Anadolu’da yüzbinlerce Kızılbaşın kellesi koparılmış, Anadolu tarihinin en büyük Kızılbaş kıyımı gerçekleştirilmiştir. Avrupa’da Alisiz Alevilik fikrini savunanlar, Alevileri İran yanlısı, Şiilik-Şialıkla suçlamakla yetinmediler, “Devrimci Aleviler Birliği” adı altında yeni örgütler kurdular, (aynı çevre ve aynı şahıslar, yine Alevi örgütlenmesini bölmek için öncesinde de “Kürdistan Aleviler Birliğini “kurmuşlardı.)

Bu çevreler ve şahıslar; Alevi İnanç ve geleneklerine, kültürüne bağlı, 1960- 70’ler de Avrupa’ya çalışmak için gelmiş işçilerin, Kendi olanak ve özel çabalarıyla kurdukları Alevi derneklerini, kültür merkezlerini ve Cemevlerini ele geçirip, oraları amacında saptırıp kendi ideolojik amaçlarına hizmet edecek alanlara çevirme amacını güden saçma sapan uğraşları içine de girdiler. Gidip bir sendikada çalışma yerine, bir fabrikada işcileri, emekçileri örgütleme yerine, Alevi derneklerinde, akşam sabah Ali’ye, Alevi değerlerine, inancına hakaret ederek, küfrederek devrimcilik yaptıklarını sandılar.

Bütün bunları ise, ilericilik, devrimcilik, yurtseverlik vs. kisvesi altında yapıyorlar. 17 yaşında idama giden Erdal Eren dahi, o yaşına rağmen bunlarda bin kat daha ileriyi gören, devrimci değerlerin ve devrimci ve sosyalist birinin , halkın inancı ve dini değerlerine karşı nasıl olması gerektiğini açıkça beyan eden bir tutuma ve düşünceye sahipti. idamından önce ona “İmam istiyor musun?” diye sorulduğunda, “Ben halkımın dini inançlarına saygılıyım, ama imam istemiyorum” diye bilmiştir.

Şimdi soruyorum; Devrimciler, sosyalistler ve solcular. Devrimcilik, solculuk ve ilericilik adına; Alevileri bölmekle, Aleviler arasında böylesi anlamsız ve gereksiz tartışmaları başlatmak ve kışkırtmakla, devrimcilik adına ne kazanacaklar? Bu tartışmaların, Alevi kitlesindeki bölünmüşlüğün ve ayrışmanın sınıf mücadelesine ne gibi bir katkısı olacak?

Devrimci, sosyalist ve ilerici basın yayın çevreleri, bu tartışmaları ve düşünceleri yayan, kışkırtan ve savunan yazarların yazılarını, makalelerini yayınlamakla, o yazarların kitaplarını basmakla, onlara destek sunmakla, sınıf mücadelesine ne gibi bir teorik katkı sunmuş oluyorlar?