Connect with us

Dersim News, Dersim Haber, Dersim

HDP Eş Genelbaşkanlığı’na Açık Mektup

Gündem

HDP Eş Genelbaşkanlığı’na Açık Mektup

Son başbakanlık genelgesi ve cumhurbaşkanının açıklamaları gözetildiğinde, sizin seçim hükümetinde yer almanızı destekleyen biri olarak,lütfen açıklar mısınız, bu hükümette yer almanın getirisi nedir?

 

HDP Eş Genel başkanları Sayın Selahattin Demirtaş ve Sayın Figen Yüksekdağ,

Size şimdiye değin yazma hakkını kendimde bulamadım.Sizler ve taraftarlarınızın ödediği ağır bedeller ve karşı karşıya olduğunuz büyük basınç gözetildiğinde, sizlere gözünüz üstünde kaşınız var demeyi hadsizlik saymadım ama haddime de saymadım. Ancak bugün AKP hükümetinin kamudaki bütün atamaları durdurduğunu ve başbakanlığın iznine bağladığını okuyunca ve genelkurmay başkanının ifadesini kullanırsak “Türk Cumhuriyeti”nin cumhurbaşkanının 7 Haziran’da olanlara 1 Kasım’da izin verilmeyeceğini, bunun polis ve asker eliyle yapılacağına ilişkin açıklamasını okuyunca artık sizlere yazmak istedim ya da yazmadan duramadım.

Tek bir sorum var: Gerçekten ne yaptığınızı biliyor musunuz? Muhataplarınızın bildiği açık da siz biliyor musunuz?

Baştan belirtmeliyim ki size bu mektubu sıradan bir seçmeniniz olarak yazıyorum. Sıradan, çok sıradan: 7 Haziran’da ama’sız,fakat’sız, ancak’sız, lakin’siz HDP’ye oy vermeyi görev bilmiş ve 1 Kasım’da da eğer seçim olursa,aynı şekilde, ama’sız, faka’tsız, ancak’sız size oy vermekte hiçbir tereddüd göstermeyecek bir seçmeniniz olarak yazıyorum. Size oy verdim, elbette vereceğim de ama hiçbir zaman HDP’li olmadım, olmayı da düşünmüyorum. Size oy verdim;oyunu bozduğunuzz için, size oy vereceğim;oyunu, kendinize rağmen, bozma kapasitesine sahip olduğunuz için.

Hasbelkader Alevilik içinde, son izlerini de olsa az çok gözlemlemiş, Alevi kökenli, Alevilik çalışan bir akademisyenim. Alevilerin bir kanadına sorarsanız, dinsiz,Marksist, Aleviliğin İslam dışı olduğunu savunan bir akademisyen; tam da onların atfettiği sıfatları üstlenen kanadına sorarsanız, dindar, hatta dinci, Alevici, hatta İslamcı bir akademisyen;vallahi bana sorarsanız sadece Alevilik çalışan ,çuvaldızı Alevilere de batırmaktan geri drmayan biriyim hepsi bu. Ama siz, gerçekten artık benim için anlaşılmaz oldunuz. Dahası, üzerinde düşünmek zorunda kaldığımız, bizi zorunlu bıraktığınız, muhatap ettiğiniz Alevi kökenli isimler gözetildiğinde gerçekten artık dehşete düşüp yazmak istedim.

Sayın Demirtaş, önce mealen dedi ki seçim hükümetine varız ama isimleri biz belirleriz. Eyvallah erenler. Sonra bir hafta geçmeden dedi ki her arkadaşımız bihakkın bakanlığa layıktır, ona da eyvallah;şüphem var ama Demirtaş’ın hatırına hadi ne şüphe diyelim. Bir hafta içinde “biz belirleriz”den “hepsi layıktır” noktasına nasıl geldiğinizi anlamak benim için zor olsa da seçmeniniz olarak sineye çektim. Ama Sayın Demirtaş burada durmadı; tam tüy dikti: Neymiş efendim,bu hükümetteki HDP’libakanlar HDP’nin nasıl yöneteceğine ilişkin bir prototip performansı sunacaklarmış,yuh artık! Böyle bir hükümette mi? Kendinizi mi kandırıyorsunuz,bizi mi?

Levent Tüzel’in ve partisi EMEP’in izlediği tutumu tam anlamıyla çirkin buluyorum, hemen belirteyim. Çirkin ve kabul edilemez. Ancak sizin tutumunuzu da artık kabul edilemez buluyorum. Referansım Tüzel’in referansları olmadığı için bunu belirtme gereği duyuyorum. ve devamla artık hiç çekinmeden soruyorum:

1.  Nasıl olur da böylesi bir seçim hükümetinde partinizin iradesinin çiğnenmesine izin verirsiniz?

2. Yetmedi, nasıl olur da partiniz adına, partinizin ve ülkenin en önemli sorunu olan Kürt sorunu ve barış süreci üzerine hiçbir perspektifi olmayan iki Alevi kökenli milletvekili ile temsil edilmeyi göze alırsınız?

3. Yetmedi, Alevi hareketinin içindeki tarihleri ve pozisyonları gayet bulanık ve tam da bu nedenle gayet açık, Alevi hareketi açısından bile kifayetleri tartışmalı isimlerin eline koskoca HDP’yi terk edersiniz?

4. Nasıl olur da bu iki ismin sizin nasıl yöneteceğinize ilişkin örnek olacağını iddia edersiniz?

5. Bu isimleri hadi meclise taşıdınız, bu çok önemli değil, böylesi kritik, tarihsel bir kırılma anında politik perspektifi koltuk karşısında büyülenen iki azınlık mensubuna nasıl iradenizi saçma sapan bir biçimde teslim edersiniz?

6. Sizin bakanlarınızdan biri daha teklifi aldığı anda basın toplantısından vazgeçmiş bir isim. Yetmemiş gibi, şimdi de kamudaki atamaların durdurulmasını çok normalmiş gibi göstermeye çalışan iki isim; buna nasıl izin verirsiniz?

7. “Türk Cumhuriyeti” Cumhurbaşkanının gayet açık, hiçbir yoruma yer bırakmayan seçim süreci açıklamaları karşısında neden iki bakanınızdan bir söz duymuyoruz? Bunu da mı normal karşılıyorlar?

8. Alevileri temsile layık gördüğünüz gerçekten bu iki isim midir; kendinize layık gördüğünüz Alevi isimler bunlar mıdır?
9. Son talimatla birlikte bir tek memur bile atayamayacak olan bakanlarınız hükümette ne yapacak sahi?

10. Son başbakanlık genelgesi ve cumhurbaşkanının açıklamaları gözetildiğinde, sizin seçim hükümetinde yer almanızı destekleyen biri olarak,lütfen açıklar mısınız, bu hükümette yer almanın getirisi nedir?

11. Son, ihbarcıya ödül düzenlemesi de gözetildiğinde, bu hükümetten ne zaman ayrılmak sizce doğru, eğer şimdi,yolun başında ayrılmak doğru değilse?

Soru çok, elbette beni yanıtlayacak zamanınız da yok, biliyorum. Ama Sayın Demirtaş, size oy vermiş ve vermeye de kararlı bir seçmen olarak belirtmek isterim ki size oy verirken, sünni siyasal dünya içinde örneği pek görülmeyen onurlu bir duruş sergilediğiniz için, örneğin köşeye sıkıştırıldığınzda milletvekilleriniz Altan Tan ve hatta Hüda kaya gibi isimlerden farklı olarak bilinçaltınızdan Alevi nefreti sızmadığı, Ermeni nefreti sızmadığı için oy verdim ama bunun anlamı, “Alevi olsun çamurdan olsun” yaklaşımıyla kendinizi tuhaf bir refleksi savunmak ya da üstlenmek zorunda hissetmeniz değildi. Sizi bu durumda görmek beni üzüyor. Aleviler adına konuşamam,bilemem, haddime değil ama beni üzüyor!

Sayın Figen Yüksekdağ, size oy verirken şöyle ya da böyle, sosyalist anlayışınızla pek uzlaştığım söylenemese de en azından sosyalist duyarlılığınıza güvenerek oy verdim. Asık suratlı Figen Yüksekdağ’ın seçim süreci içinde nasıl dönüştüğünü izleyerek sevindim de ama şimdi, sanki ülkenin muhataplarının gündemini ve adımlarını izlemiyormuş gibi duran Yüksekdağ beni üzüyor!

Özetle,dün ve bugünkü gelişmelerden sonra, gerçekten de bizi bu iki tuhaf bakanınızın yer aldığı hükümetle başbaşa bırakacak mısınz? Şimdi, bugün bu hükümet komedisinden ayrılmayacaksanız da, ne zaman ayrılacaksınız?

Saygılarımla.

Ayhan Yalçınkaya

Sosyal medyada paylaşın
        
   
Click to comment

Leave a Reply

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

14 + 3 =

More in Gündem

To Top