Gündem
Alevi Enstitüsü: Ezidilerden Resmen Özür Dilenmelidir!
Başbakan Erdoğan’ın Ezidileri aşağılayan sözlerine Alevi Enstitüsü’nden sert tepki geldi. Alevi Enstitüsü: Başbakan Ezidilerden özür dilesin.
Dersimnews.com – “Bir Yezidi de olsa teröre bulaşmadığı sürece, insana insan olduğu için yine değer veririz” diye konuşan Başbakan Erdoğan’a Alevi Enstitüsü‘nden tepki geldi. Alevi Enstitüsü’nün internet sitesi www.alevienstitusu.net üzerinden yapılan yazılı açıklamada; Başbakanın nefret suçu işlediği belirtildi. Alevi Enstitüsü, Ezidilerden resmen özür dilenmesini istedi.
İşte Alevi Enstitüsü’nün açıklaması:
Bir dinin sosyolojik görünümü olarak Sünni-Hanefi müslümanlığı, aynı dinin teolojik hakikati mertebesine çıkartarak bütün eylemlerinde biricik doğruluk-normallik ve norm referansı olarak kabul ettiğini şimdiye değin sıklıkla Alevilere dönük nefretiyle sergileyen Türkiye Cumhuriyeti Hükümeti Başbakanı Recep Tayyip Erdoğan, aynı referanstan hareketle nefrette sınır tanımadığının örneklerini vermeye devam ediyor. Suriye krizi üzerinden, savaş çağrılarına kendi seçmen tabanından bile karşılık bulamayan ve bununla da ilgili olarak kriz aynı zamanda hükümetin iç politikasında da bir krize evrildikçe Alevileri ve Aleviliği kolayca nefret suçu kapsamında değerlendirilebilecek ağır ifadelerle hedef alan ve bu açıkça hedef göstermenin sonuçlarının Türkiye’nin farklı bölgelerinde ve Türk siyasal yaşamının farklı düzeylerinde meyvelerini vermeye başladığının açıkça görüldüğü bir konjonktürde; bir süredir Suriye kriziyle bitişme eğilimleri gösteren Kürt sorununda bin kez denenip bin kez iflas etmiş militarist yaklaşımlara teslim olarak Kürtleri “Zerdüştlük” üzerinden aşağılamaya girişen Başbakan, şimdi de nefret konusu olarak Ezidiliği ve Ezidileri seçmiş bulunuyor. “Bir Yezidi de olsa teröre bulaşmadığı sürece, insana insan olduğu için yine değer veririz” diye konuşan Başbakan, tam da bu sözleriyle Ezidileri insan saymadığını, insan olmanın ölçütünün baş din adamlığını üstlendiği artık alenen belli olan kendi dini olduğundan hareketle göstermiş oluyor. 12 Eylül faşizminin kendi yurdunda gurbetçi kıldığı Ezidiler, ülkemizde artık beş yüze inmiş sayılarıyla “insanlığa” bile layık görülmüyorlar. Belli ki beş yüz sayısı bile “müslüman olmayan” bir topluluk olarak Ezidileri katlanılmaz kılıyor. Şimdiye değin sıra sıra, sayıları milyonu bulan Ermenilerden, onbinleri bulan Yahudilerden, Rumlardan “kurtulduk.” Binlerce Süryaniyi ana yurtlarından ettik; yetmedi, ibadethanelerine el koyduk. Şimdi sıra artık sayılara yüzlere inmiş Ezidilere geldi. Ama elimizde de onları “insan bile saymamaktan” başka cephane kalmadı! Anlaşılan o ki şimdi sıra bu cephaneyi “cepheye” sürmeye gelmiş!
Türkiye Cumhuriyeti Hükümeti, Başbakanın geliştirdiği bu söylem karşısında siyasal sorumluluğu üstlenmeli ve derhal, bu olay özgülünde, sayıları bir kişiyle bile sınırlı olsa, Ezidi inançlılardan resmen özür dilemelidir!
Alevi Enstitüsü olarak biliyoruz ki Alevi topluluklar da tarihten ders almadıkları ölçüde Ermeniler, Süryaniler, Kürtler ve Ezidiler’in katarına katılsa da, Türkiye’de ve dünyada bir Alevi hayatta kaldıkça, bir Ermeni, bir Süryani, bir Ezidi, bir Kürt hayatta demektir!